Zihinsel Patinajlar
Zihinsel Patinajlar Çoğu zaman yeri ve zamanında söyle(ye)mediklerimizden dolayı zihinsel patinajlarımız oluşur. Keşke ile başlar bu patinajlar. İçimize oturur bazı laflar ve davranışlar. Karşı koyamamak, Kendimizi savunamamak, Hatta haddini bildirememek, önce ona olan sinirimizi yükseltirken sonra bu sinir bize döner ve kendimize kızarken buluruz kendimizi. Peki ne oluyor da "o an " kendimizi ifade etmek bu kadar zor oluyor ?
Yapılan araştırmalarda, çocukluktan itibaren kendini ifade ettiğinde cezalandırılan, cevaplarından dolayı küçümsenen, sürekli daha fazlası beklenen çocukların ilerleyen dönemlerde yeri ve zamanında kendini ifade etme sorunu yaşadıkları gözlemlenmiştir. Yetersiz hissediş ve eleştirilme kaygısı, kişinin kendini tam da o anda ortaya koymasını engellerken, ifade etmemesi de bu yönünün körelmesine neden olur ve zamanla kişiliğine dönüşür. Kendini ifade ederse, itiraz ederse, karşı koyarsa, tepki göreceği ya da gerginlik yaşayacağı endişesi ona “ boş ver ne gerek var şimdi ters bir cevap verir olay büyür” iç sesi ile kaçıngan bir tavır ile geri çekilmesine neden olur. Kısa ve net çözüm ise, bunu sık sık denemektir. En basit yöntemle bir alışveriş egzersizi ile.
Bir danışanımla şöyle bir diyalogum olmuştu. D: hocam çoğu zaman mağazada tişört denememem bu nedenle çoğu zaman internetten satın alırım” Ben: Neden? D: Deneyip beğenmez ama satıcı ısrar ederse karşı koyamam diye düşünürüm. Bu nedenle de genelde internet üzerinden alırım. Beğenmediğimde de mazeretsiz iade edebiliyorum.
Analiz: İnternetten alışveriş yapmak: Kaçıngan tavır Satıcıya peşinen ters davranmak: Aşırı Telafi: Satıcıya karşı koyamayıp almak: Teslim olmak Bu sorun sadece satın almalarda yaşanmaz. Biri size bir haksızlık yaptığında, haksız bir eleştiri yaptığında, tabiri caizse biri laf soktuğunda, sınırlarınızı ihlal ettiğinde de yaşanır. Bu durumlarda analizdeki üç tavırdan her hangi birini sergilersek hatalı tavır sergilemiş oluruz. Kaçmak, savaşmak veya teslim olmak.
Peki, ne yapmak lazım? Önce zihnimizdeki senaryoları ele alalım. 1. Gerginlik olursa senaryosu…
Ben: Olursa ne olur? D: Tartışırız. Ben: Tartışırsan ne olur? D: Bilmem Ben: Bilmemen denemediğin için mi? D: Evet genelde denemem. Ben: Yani deneyimlemediğin bir davranışı gerçekmiş gibi kabul ediyorsun. D: Evet. Ama hep öyle olacakmış gibi hissediyorum.
Ben: Sen denemedikçe bu kaygın seni kontrol edecektir. Çünkü korktuğun için denemiyorsun değil, denemediğin için korkuyorsun. Oysa gerginlikten korkmak, sanal bir tehlikedir. Sen haklıysan gerginlik, haksız olanı korkutmalı. Kaldı ki sakin bir şekilde hakkını savundukça gerginlik çıkma ihtimali düşüktür.
2. En kötü senaryoyu düşünmek. Genelde kendimizi ifade etmede bizi yöneten kaygılarımızdır. En kötü senaryoyu düşünerek kendimizi bloke ederiz. Bazen kaygılı yapımız bazen de daha önce yaşadığımız bir olay durumda bize en kötü senaryoyu düşündürür. Çocuklukta aşırı disiplinli veya narsist bir ebeveyn tutumu da buna neden olabilmektedir. Öyle olur ki facialaştırmalar yaparız. Lakin enteresan bir şekilde karşıdaki genelde kararlı kişiye daha sakin ve daha az baskılı davranır. Yani sen ne kadar dik duruyorsan o da o kadar dikkatli davranıyor.
3. Kendini kontrol edememe algısı Bir de kendinle ilgili kaygıların vardır. “şimdi konuşursam birden heyecanlanırım ya da öfkelenirim” gibi. Bu konuda da kendini kontrol etme egzersizleri yapmalısın. Ne olursa olsun karşıdakine uymadan ona odaklanmadan sadece haklı olmama ve sakin anlatıma odaklanmalıyım demelisin. Genelde mükemmeliyetçi ve tahammülsüzlerde kendini kontrol etme ve sakim davranma sorunu olabilir. Bu nedenle de kaçmayı seçerken sonrasında da zihninde uzun süre o anı yaşar.
Uygulama önerileri: • Mağazaya gir, en az 3 tişört iste. Dene. Beğenirsen al. Beğenmezsen “beğenmedim “ diyerek çık. • Israrcı davrananlara bozuk plak yöntemini uygula. Her defasında “ hayır istemiyorum” gibi. • Haksızlığa uğradığınızda düzeltme yapın. “ aslında öyle değil, doğrusu bu. • Kendini hazır hissettiğinde gizli öfke duyduğun kişiyle konuş... Duygularını ifade et.
Özetle: • Kendini ifade etmek, bağırmak, sert olmak değildir. Kaşlarını çatmadan da hakkını savunmayı öğrenmelisin. • Kendini ifade etmek, bencillik değildir. Sadece ifade etmektir. • Kendini ifade etmek, % 100 haklı veya doğru bir şey söylemek de değildir. “Ben böyle düşünüyorum” diyebilmektir. • Kendini ifade etmek, gerginlik çıkarmak değildir. Çünkü ifade etmek gerginlik önleyicidir. • Kendini ifade etmek, zamanında, uygun üslupla söylemini aktarmaktır. • Kendini ifade etmek; % 100 anlaşılmak veya çözüm demek değildir. Aksine doğru mesaj vermektir. Gerisi seninle ilgili değildir • Kendini ifade etmek, geçmişe takılmayı önler, zihnin patinajlarını engeller. • Kendini ifade et. Aksi takdirde zamanında söylemediğin bir kelime için bin kere kendini suçlar, kendi kendine defalarca konuşursun.
Assoc. Prof.Dr. Ekrem Çulfa 0 533 373 81 23 ekremculfa@hotmail.com |
1997 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |