Kişinin geleceğe dönük tasarıları olmalı ve bunlara ulaşmak için gerçekçi bir yolda çaba gösterebilmeli, sıkıntılara katlanabilmelidir.Gerçekleştiremediği isteklerini başka yollardan doyum sağlayarak denkleştirme yoluna gidebilmelidir.Kişinin karşılaştığı güç durumlarda baş vuracağı bir yedek gücü bulunmalı ve yeni durumlara uyma esnekliği gösterebilmelidir. Başarısızlıklardan yılmamalı, güç durumlarda kendini koyvermemelidir. Geleceğe dönük umudu ve savaşım gücü ile karşılaştığı engelleri yenmeye çalışmalıdır.
Bağımsız olarak girişimler yapabilmelidir. Kendi başına kararlar alıp uygulayabilmeli, eylemlerinin sorumluluğunu taşıyabilmeli sonuçlarına katlanabilmelidir. Yanılma ve başarısızlıklardan ders alabilmeli, yanlışlarını düzeltmeye çalışmalıdır. Yanılgılarını başkalarına yüklememeli, kendini eleştirebilmelidir.
Kişinin yaşadığı çevre ve toplumla ters düşmeyen, inandığı değer ve inançları olmalıdır. Hiç kimse toplumun törelerini, geleneklerini, değer yargılarını ve ahlak kurallarını tümden yadsıyamaz; ya da kendini onların dışında ve üstünde göremez. Ancak kişi yeniliklere de açık olabilmeli, toplumun çağdışı yasaları ve değer yargıları önünde eli kolu bağlı kalmamalıdır. Başka bir deyişle, toplumun başı eğik bir üyesi olmak yerine, onu etkileyen ve katkı yapan bir üyesi olmaya çalışmalıdır. Örneğin, ırk ayrımı din ayrılığı konusunda çevresine önyargılarıyla bağlanıp kalmamalıdır. Bunun yanında başkalarının inançlarına paylaşmasa da, saygılı ve hoşgörülü olmalıdır.
Son olarak, ruhça sağlıklı bir insanın, mesleği dışında eğlendirici, dinlendirici ve kişiyi geliştirici uğraşları olmalıdır. Bu uğraş, sanat, spor ve toplumsal yardımlaşma alanlarında olabilir.
Büyük ruh hekimi Sigmund Freud, ayrıntıya girmeden, ruh sağlığını
"Sevmek ve Çalışmak" iki sözcükle özetlemiş. Gerçekten sevebilen ve verimli çalışan bir kişi, ruh sağlığına oldukça yaklaşmış bir kişidir. Ruhsal sorunları olsada dengesi bozuk değildir.