KİMLERİN PSİKOTERAPİYE İHTİYACI VARDIR? HANGİ DURUMLARDA GİDİLMELİDİR?KİMLERİN PSİKOTERAPİYE İHTİYACI VARDIR? HANGİ DURUMLARDA GİDİLMELİDİR? Güvenlik, insanın temel ihtiyaçlarından biridir, bu hem insanın temel fizyolojik ihtiyaçlarının (açlık, susuzluk, dinlenme, uyku, solunum, dışkılama…) karşılanması, hem korunma ihtiyacının karşılanması hem de güvenli ilişkiler kurabilmesiyle ilgilidir. Yiyecek bulamayan, nefes alabilecek sağlıklı bir ortam ya da barınacak bir mekân bulamayan kişinin kendini güvende hissetmesi de düşünülemez. Bebeklikten itibaren yaş ilerledikçe şartlar değişse de, güven duyma ihtiyacı değişmez, yalnızca ortaya konma şekilleri farklılaşır. Karnı acıkan bir bebek ağlar, bir çocuk annesine acıktığını söyler, bir yetişkin yemek yapmak için alış verişe çıkar. Değişen çevresel şartlara bağlı olarak güven duyma ihtiyacı insan doğasında her daim çalışır. Bir ihtiyaç doyurulur, yerine yeni bir ihtiyaç açığa çıkar. O doyurulur, bir yeni ihtiyaç ortaya çıkar. Sürekli olarak ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalışan bireyin kendini zaman zaman sıkıntılı, endişeli, kızgın ya da kaygılı hissetmekten alıkoyamaması normaldir. Çoğunlukla sevilen bir aktiviteye yönelmekle, eş dostla buluşup sohbet etmekle, açık havada yürüyüş yapmakla, biraz dinlenmek ya da bir süre uyumakla eski performansını yeniden kazanarak kendini güvende hisseder. Bazen de yaşam içinde insan kayıplar, ölüm, travmalar, sınıfta kalma, tayin, işsizlik, iflas, borçlar, boşanma, evlenme, önemli bir seçim yapma… daha ağır durumlarla baş etmek ve yüklü faturalar ödemek durumunda kalabilir. Duygu durumda bozulmalar, hafif ya da ağır depresyonlar, panik atak, kaygı bozuklukları, aile içi iletişimin bozulması, çarpık düşüncelerden kurtulamama, huzursuzluk, uykuların bozulması, iştahın artması ya da azalması… Ödenen yüklü faturalardan bazılarıdır. Bu durumlarda kişi ne yapsa yetmediğini, çözüm üretemediğini, içinde bulunduğu durumla başa çıkamadığını hisseder. Çoğunlukla sorunlar en üst noktaya gelinceye kadar profesyonel bir yardım aramak aklına bile gelmez veya gelse de kendisini zamanın tedavi edeceğini umar. Zaman ilerler, ilerler. Zamanla beraber zamanın tedavi edeceği umulan sorunlar da beraberinde büyür büyür büyür. Bıçak kemiğe dayanır. Çekilen ruhsal sıkıntı dayanılmaz hale gelir. “Sen artık psikologa git” diyen sesleri daha çok duyar olur. Ve bıçağın kemiği tahrip etmeye başladığı noktada ya krize girer, tüm dünyaya küser, işi gücü bırakır “Ben deli miyim niye gideyim psikologa, siz gidin asıl? Nihayetinde psikolog dediğin bir insan değil mi, arkadaşımla konuşurum daha iyi hem o parada almıyor.” diye diye başlar evde pineklemeye. Ya da bir psikolog veya pedagog aramaya koyulur, tanıdıklara sorar “Bildiğin iyi psikolog var mı, sanırım bu iş böyle olmayacak, artık dayanamıyorum, bir yardım almam şart oldu” ya da internete psikolog yazar ismi sıcak gelene ya da önüne ilk çıkan isme telefon açmaya cesaret etmeye çalışır. Cesaretini toplar bir randevu alır. Ve böylece psikoterapi süreci başlamış olur. Psikoterapi, bireyin kendini, içinde bulunduğu şartları, duygu ve düşüncelerini, düşünce kalıplarını, fizyolojik ve bedensel belirtilerini… Mercek altına alarak kişisel bütünlüğe ve güven duygusuna yeniden kavuşma ve geleceğe daha sağlam adımlarla yürüme sürecidir. Eğer; kendinizi çaresiz veya umutsuzluk hislerinden kurtaramıyorsanız Anne babanız, kardeşleriniz, eşiniz, okul veya iş arkadaşlarınızla sorunsuz bir ilişki kuramıyorsanız Dikkatinizi toplayamıyorsanız Yeme-içme ve uyku düzeniniz normal seyrinde devam etmiyorsa Fiziksel, cinsel ya da duygusal yönden istismar edildiğinizi düşünmekten vazgeçemiyorsanız Size keyif veren işleri yapmak içinizden gelmiyorsa Desteğe ya da sizi tarafsız olarak dinleyecek birine ihtiyaç duyuyorsanız psikologdan bir randevu almanız sizin için yararlı olabilir. Assoc Prof Dr Ekrem Çulfa 0533 373 8123 ekremculfa@hotmail.com www.724danismanlik.net
|